5 Mart 2009 Perşembe

DUYGU ASENA,8 MART VE BEN



Duygu Asena ile tanışmamız 89-90 yıllara dayanıyor.Duygu Asena yeri geldi ailemden biri oldu,yeri geldi yol göstericim yeri geldi yada gelmedi çok sey oldu hayatımda ki sonuçta bugünkü ben gercekten 'ben' olabildim.Türkiyede ki bir çok kadın gibi...

8 Mart Dünya Kadınlar Günü denilince ilk aklıma gelen ve keşke şimdi burada olsa kimbilir neler neler yazardı dediğim kişidir Duygu Asena.


Duygu Asena'nın Vatan gazetesinde yazdığı 8 MART yazısından alıntı,

Kadınlar bugüne dek çok sıkıntı çekti. Ve onları kurtarmak için pek kimse ortaya çıkmadı. Ne dünyayı kurtarmayı kendine misyon edinmiş erkekler topluluğundan, ne kadın olmayı ayrıcalık sanan ve kendini üstün gören birkaç kadından, ne de belirli yerlere gelmiş ve gerçekten kadınlar için bir şeyler yapabilecek kapasitedeki kadınlardan bir hayır geldi kadınlara.


  • Sonunda kadınlar kendileri anladılar durumlarını, kendileri fark ettiler yapılan haksızlıkları ve uyanmaya başladılar. Bizim ülkemizdekiler, henüz uyanışlarının, "gerinme" noktasında bile olsalar, birden zıplayıp, ayağa fırlayıverecekler.

    Türkiye'de yasalar, gelenekler, şeriat, kadını hep ikinci sınıf, yardıma muhtaç insan konumunda yaşattı.

  • Ama inandığım gibi, kadınlar hızla uyanıyor, kendilerini hep uyanık zanneden ve bu yüzden hep ortada olan, dolayısıyla yorulmuş erkeklerden çok daha dingin, atak, dinamik ve hevesliler.

    Yakın gelecekte artık kadınlara haksızlık yapılabileceğine inanmıyorum. Ve kabuğundan yeni çıkmış, koşmak, üretmek, doyasıya çalışmak heveslisi bu kadınlar, dünyayı yeniden yapılandıracak, canlandıracak gibi geliyor bana.

    Milliyet, 8 Mart 1997


  • Yakın zamanda kaybettiğimiz Türkel Minibaşı da anmadan geçemeyeceğim.
    İyiki böyle kadınların yaşadığı dönemi onlarla birlikte paylaştım.

    Türkel Minibaş 'Duygu Asena'yı anlatıyor:
    "Duygu 80'lerin karanlığına karşı duruşun simgesiydi. 'Kadının Adı Yok'la kadın ezilmişliğine karşı çıkarken, baskı ve şiddeti toplumsallaştıran tüm zihniyetlere de karşı duruyordu. Özellikle de 12 Eylül rejiminin travmasından kurtulmaya çalıştığımız; en doğal hak ve özgürlüklerin bile lütuf gibi sunulduğu o günlerde."

    NUR İÇİNDE YATIN...


    BEN kısmına gelirsem;

    8 mart kadınlar günü için bir akşam yemeği organizasyonuna arkadaşım tarafından davet edildim.Kimler gelecek kısmını telefon trafiği ile gercekleştirdikten sonra 2009 yılındaki üniversite mezunu,çalışan kadın profilinden seçmeler;

    -Kadınlar gününe gelebilmek için kocasından/sevgilisinden izin alanlar,
    -Yemeğe gidebilmek için kocalarına/sevgililerine sadece kadınların olduğu bir ortam olduğunu vurgulayanlar,
    -Kocalarının/sevgililerin gidilecek mekanı bilmediğinden dolayı yine-gene izin alamayanlar,
    -Dışarıya sadece eşi ile beraber cıktıklarına dair kuralları olanlar,

    vb.bir sürü yalanlar,bahaneler...

    Kısacası yemeğe kimlerin gittiği değil kadınların niye gidemediğinin tek cevabı

    'Kadınlar , kendi yalanlarına kendileri inanıyor.'

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder